Türkiye bir deprem ülkesi. Bu gerçeği her büyük sarsıntıda acı bir şekilde yeniden hatırlıyoruz. Haberleri izlerken, uzmanları dinlerken aklımıza gelen ilk soru hep aynı oluyor: "Benim evim güvende mi?" Profesyonel bir deprem testi yaptırmak en kesin çözüm olsa da, oturduğunuz veya almayı düşündüğünüz bina hakkında size önemli ipuçları verebilecek, kendi gözlerinizle yapabileceğiniz bazı ön kontroller mevcut.

Unutmayın, bu gözlemler bir mühendislik raporu yerine geçmez. Ancak bu işaretler, bir uzmana danışmanız gerekip gerekmediği konusunda size yol gösterecek birer "ilk yardım" niteliğindedir. Gelin, evinizin deprem karnesini kendi kendinize nasıl çıkarabileceğinize bir bakalım.

1. Binanın Yaşı ve Ruhsatı: Her Şeyin Başladığı Yer

Bu, belki de en temel ama en önemli madde. Türkiye'de milat, 1999 Marmara Depremi'dir. Bu felaketten sonra deprem yönetmelikleri köklü bir şekilde değişti ve yapı denetimi çok daha sıkı hale geldi. Eğer binanız 2000 yılı ve sonrasında yapılmışsa, yeni yönetmeliklere göre inşa edilmiş olma ihtimali yüksektir. Bu tek başına bir güvence olmasa da önemli bir artıdır. Binanız 1999 öncesi yapılmışsa, o günün şartlarıyla inşa edildiği için daha dikkatli incelenmesi gerekir. Binanın ruhsatını ve projesini (eğer ulaşabiliyorsanız) incelemek, ilk adımdır.

2. Bodrum Katı Ziyareti: Binanın Ayak İzleri

Bir binanın en kritik yeri, temeli ve bodrum katıdır. Bodrum katına inme imkanınız varsa, bu fırsatı kaçırmayın. Nelere dikkat etmelisiniz?

  • Nem ve Rutubet: Duvarlarda sürekli bir ıslaklık, su sızıntısı veya rutubet kokusu var mı? Bu durum, yalıtımın zayıf olduğunu ve daha da önemlisi, suyun zamanla betonun içindeki demiri (donatıyı) çürüttüğünü gösterir. Paslanmış, yani korozyona uğramış demir, deprem anında taşıma gücünü kaybeder.

  • Açığa Çıkmış Demirler (Donatı): Kolon veya kirişlerin köşelerinden, sıvanın döküldüğü yerlerden paslı demirler görünüyor mu? Bu, tehlike çanlarının çaldığı anlardan biridir.

    Suudi Arabistan, Dünyanın İlk Gökyüzü Stadyumu Olan 1 Milyar Dolarlık NEOM Gökyüzü Stadyumu'nu Tanıttı
    Suudi Arabistan, Dünyanın İlk Gökyüzü Stadyumu Olan 1 Milyar Dolarlık NEOM Gökyüzü Stadyumu'nu Tanıttı
    İçeriği Görüntüle
  • Deniz Kumu ve Kabukları: Özellikle eski binalarda betonu kararken deniz kumu kullanıldığı olurdu. Betonun içinde deniz kabukları veya benzeri yabancı maddeler görüyorsanız, bu, beton kalitesinin çok düşük olduğunun ve demirin çok daha hızlı çürüyeceğinin bariz bir işaretidir.

3. "Zayıf Kat" veya "Yumuşak Kat" Sendromu

Bu, depremlerde en çok yıkıma neden olan tasarım hatalarından biridir. Binanın giriş katı, diğer katlara göre daha yüksekse ve duvarları kaldırılıp tamamen cam veya vitrin yapılmışsa (dükkan, galeri, banka şubesi gibi), bu kata "yumuşak kat" denir. Deprem sırasında binanın tüm yükü bu zayıf ve esnek kata biner ve kat bir anda yana doğru katlanarak tüm binanın çökmesine neden olabilir. Oturduğunuz binanın girişi böyle bir yapıdaysa, mutlaka bir uzmana danışmalısınız.

4. Kolon ve Kirişlerdeki Çatlaklar: Her Çatlak Aynı Değildir

Duvarlardaki her çatlak tehlikeli değildir. Genellikle sıva çatlakları ince, kılcal ve düzensizdir. Ancak dikkat etmeniz gereken asıl çatlaklar, taşıyıcı sistem olan kolon ve kirişlerdeki çatlaklardır.

  • 45 Derecelik Çatlaklar: Kolon ve kirişlerde, özellikle de birleşim yerlerinde X şeklinde veya 45 derecelik açıyla uzanan çapraz çatlaklar, deprem hasarının en belirgin işaretidir. Bu, binanın deprem sırasında ciddi şekilde zorlandığını gösterir.

  • Derin ve Geniş Çatlaklar: Çatlağın içine tırnağınız veya bir anahtar giriyorsa, bu sıva çatlağı değil, yapısal bir çatlak olabilir.

Çatlaklarla ilgili aklınızda kalan sorulara cevap bulmak için:

5. Binanın Geometrisi: Çıkıntılar Risk Demektir

Mimaride estetik görünen bazı tasarımlar, deprem mühendisliği açısından risk oluşturabilir. Özellikle L, T veya U gibi düzensiz planlara sahip binalar, deprem sırasında farklı salınım hareketleri yapar. Binanın farklı blokları birbirine çarparak "çekiçleme etkisi" yaratır ve bu da hasara yol açar. Ayrıca, binanın ana taşıyıcı sisteminden dışarıya doğru uzanan geniş çıkmalar (konsollar) da riskli unsurlardır. Daha dikdörtgen veya kare gibi simetrik planlar, deprem açısından her zaman daha güvenlidir.

6. Kolon Kesilmiş mi? En Hayati Soru

Belki de en tehlikeli ve maalesef en sık rastlanan durum budur. Dükkana yer açmak, odayı genişletmek veya bir kapı açmak için taşıyıcı bir kolonun veya duvarın kesilmesi, binanın iskeletine balta vurmakla eşdeğerdir. Binanızın orijinal projesiyle mevcut durumunu karşılaştırın. Alan kazanmak için bir kolonun inceltildiğini veya tamamen kaldırıldığını fark ederseniz, o binayı derhal terk etmeli ve yetkililere haber vermelisiniz.

Jeoloji Mühendisi ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, yapısal bütünlüğün önemini her fırsatta vurgulamaktadır. Her ne kadar direkt kolon kesilmesiyle ilgili spesifik bir açıklaması olmasa da, binaların projesine sadık kalınmasının ve yapısal elemanlara müdahale edilmemesinin altını çizen genel açıklamaları mevcuttur. Bir yapının projesi bir bütündür ve herhangi bir parçasının izinsiz değiştirilmesi tüm sistemi tehlikeye atar.

7. Pas Payı ve Beton Kalitesi

Betonarme binalarda demiri dış etkenlerden koruyan beton tabakasına "pas payı" denir. Eğer kolonların veya kirişlerin kenarlarından demirler görünüyorsa, bu pas payının yetersiz olduğu ve demirin paslanmaya başladığı anlamına gelir. Elinize bir çekiç veya sert bir cisim alıp kolonlara yavaşça vurun. Eğer tok bir ses yerine boş, "kum gibi dökülen" bir ses duyuyorsanız ve beton kolayca ufalanıyorsa, bu beton kalitesinin düşük olduğunun bir göstergesidir.

8. Bina Nizamı ve Komşu Binalarla İlişkisi

Binanızın komşu binalarla olan ilişkisi de önemlidir. Eğer bitişik nizamdaki binalar aynı kat seviyesinde değilse, deprem sırasında farklı salınacakları için yine "çekiçleme etkisi" yaratarak birbirlerine hasar verebilirler. Arada yeterli deprem derzi (boşluk) bırakılmamışsa bu risk daha da artar.

Bu 8 işaretten bir veya birkaçını evinizde gözlemlediyseniz, panik yapmayın ama durumu asla görmezden gelmeyin. Bu, evinizin kesinlikle yıkılacağı anlamına gelmez, ancak bir profesyonel tarafından incelenmesi gerektiğinin güçlü bir işaretidir. Yapmanız gereken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış riskli yapı tespiti firmalarından birine başvurarak binanız için bir "Deprem Risk Raporu" hazırlatmaktır.