Türkiye'nin dört bir yanında yükselen binalar, modern yaşam alanları ve devasa altyapı projeleri, madalyonun diğer yüzünde karanlık bir gerçeği saklıyor: Her gün artan iş kazaları ve bu kazalarda yitip giden hayatlar. İnşaat sektöründeki büyüme, ne yazık ki iş güvenliği önlemlerindeki artışla aynı oranda ilerlemiyor. Sonuç olarak, şantiyeler emekçiler için adeta birer ölüm tuzağına dönüşüyor. Peş peşe gelen ölüm haberleri, bu kanayan yaranın ne denli derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Ülkemizde inşaat projelerinin hızla artması, beraberinde ciddi bir iş güvenliği açığını da getiriyor. Yetersiz denetimler, maliyetten kaçınma amacıyla ihmal edilen önlemler ve çalışanlara verilmeyen eğitimler, her gün yeni bir ailenin ocağına ateş düşürüyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin raporları da bu acı tabloyu rakamlarla doğruluyor. İSİG'in verilerine göre, 2024 yılında en az bin 897 işçi hayatını kaybetti. Sanayi sektöründe 656 işçi, inşaat sektöründe 484 işçi, hizmet sektöründe 431 işçi, tarım sektöründe ise 326 işçi, mesleğini icra ederken öldü. Bu, her gün en az beş işçinin evine dönemediği anlamına geliyor.
İşte son zamanlarda yaşanan ve bu acı gerçeği bir kez daha yüzümüze vuran o elim kazalardan sadece birkaçı:
-
Ankara'da İnşaat Asansöründen Düşen 2 İşçi Hayatını Kaybetti Ankara’nın Mamak ilçesinde devam eden bir inşaatta, 12. katta çalışan iki işçi, bindikleri yük asansörünün ortadan ikiye ayrılarak zemine çakılması sonucu feci şekilde can verdi.
-
Çorlu'da İskeleden Düşen İşçi Hayatını Kaybetti Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde bir inşaatta boya yapan 38 yaşındaki Metin Güçlü, çıktığı iskeleden dengesini kaybederek yaklaşık dört kat yükseklikten aşağı düştü. Ağır yaralanan Güçlü, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
-
Erzurum'da 7. Kattan Düşen İşçi Yaşamını Yitirdi Erzurum'da inşaat halindeki bir binanın 7. katında çalışan bir işçi, henüz belirlenemeyen bir nedenle boşluktan düşerek hayatını kaybetti.
Kazaların Ardındaki İhmaller Zinciri
Bu ve benzeri binlerce kazanın temelinde, genellikle bir ihmaller zinciri yatıyor. Uzmanlar ve saha raporları, inşaat sektöründeki ölümlü kazaların başlıca nedenlerini şu şekilde sıralıyor:
-
Yüksekten Düşme: Ölümlü iş kazalarının en başında gelen neden. Güvenlik ağı, korkuluk sistemleri gibi toplu koruma önlemlerinin eksikliği veya hiç olmaması, emniyet kemeri gibi kişisel koruyucu donanımların kullanılmaması veya denetlenmemesi, iskelelerin güvensiz kurulumu bu tür kazalara davetiye çıkarıyor.
-
Elektrik Çarpması: Şantiye alanlarında yalıtımı düzgün yapılmamış veya açıkta bırakılmış kablolar, topraklama eksiklikleri ve güvenlik standartlarına uymayan elektrikli aletler, ölümcül elektrik çarpmalarına neden oluyor.
-
Malzeme Düşmesi ve Çökme: İnşaat alanında sabitlenmemiş malzemelerin düşmesi, kalıp ve iskelelerin çökmesi veya kazı alanlarında yaşanan göçükler de sıkça rastlanan kaza türleri arasında.
-
Eğitim ve Bilinç Eksikliği: Çalışanların yapacakları işin riskleri, güvenli çalışma yöntemleri ve acil durum prosedürleri hakkında yeterli eğitim almamış olması, kaza riskini önemli ölçüde artırıyor.
-
Yetersiz Denetim: Hem firma içi denetimlerin hem de kamu denetimlerinin yetersiz kalması, firmaların iş güvenliği önlemlerini bir maliyet unsuru olarak görmesine ve bu önlemleri göz ardı etmesine yol açıyor.
-
Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) Eksikliği: Baret, emniyet kemeri, iş ayakkabısı, eldiven gibi temel koruyucu donanımların temin edilmemesi veya çalışanlar tarafından kullanılmasının teşvik edilmemesi, yaralanma ve ölümlerin önünü açıyor.
Önlem Almak Mümkün: "Kader Değil, Cinayet"
Uzmanlar, iş kazalarının "kader" olmadığını, alınacak basit ve etkili önlemlerle büyük ölçüde engellenebileceğini vurguluyor. İnşaat şantiyelerinin birer ölüm tarlası olmaktan çıkarılması için atılması gereken adımlar ise net:
-
Risk Değerlendirmesi: Her projeye başlamadan önce, olası tüm tehlikeleri belirleyen ve bu tehlikelere karşı alınacak önlemleri içeren detaylı bir risk değerlendirmesi yapılmalıdır.
-
Güvenli Çalışma Ortamı: Şantiye alanı düzenli tutulmalı, geçiş yolları güvenli hale getirilmeli, kat kenarları ve boşluklar uygun korkuluk sistemleriyle kapatılmalıdır. Yüksekte çalışma için kurulan iskelelerin standartlara uygun ve güvenli olması sağlanmalıdır.
-
Eğitim Şart: Tüm çalışanlara, işe başlamadan önce ve düzenli aralıklarla iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmeli, acil durum tatbikatları yapılmalıdır.
-
Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımı: Yapılan işe uygun ve standartlara sahip kişisel koruyucu donanımların kullanımı zorunlu hale getirilmeli ve bu durum sürekli denetlenmelidir.
-
Etkin Denetim: Kamu kurumları tarafından yapılan denetimler sıklaştırılmalı ve caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Firmalar da kendi iç denetim mekanizmalarını kurarak güvenlik kültürünü benimsemelidir.
-
Teknolojiden Yararlanma: Güvenlik ağları, sensörlü uyarı sistemleri ve drone ile yapılan denetimler gibi teknolojik imkanlardan faydalanılarak riskler en aza indirilmelidir.
Ekonomik büyümenin ve kalkınmanın bedeli, insan hayatı olmamalıdır. İnşaat sektöründeki bu acı tablonun değişmesi için hem işverenlerin hem de denetleyici kurumların sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi, "önce insan, önce güvenlik" anlayışını tüm süreçlerin merkezine koyması bir zorunluluktur. Aksi takdirde, yükselen her bina, yitirilen canların gölgesinde kalmaya devam edecektir.