Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden inşaat, dev projeler ve konut hamleleriyle göz doldururken, sessiz ve derin bir krizle karşı karşıya: Kalifiye usta ve işçi açığı. Yılların deneyimli ustaları emekli olurken yerlerini dolduracak yeni çırakların gelmemesi, sektörün geleceğini ve projelerin kalitesini ciddi şekilde tehdit ediyor. Sektör temsilcileri, "Okullu değil, alaylı usta bulamıyoruz. Çıraklık sistemi canlandırılmazsa, binalarımızı yapacak eli bulamayacağız." uyarısında bulunuyor.

Devasa şantiyelerin vinç gürültüleri arasında, betona ve demire şekil veren eller giderek azalıyor. 45 yıllık duvar ustası Mehmet Karabulut (62), alnındaki teri silerken endişeyle etrafına bakıyor: "Benim yanımda yetişen son çırak 15 sene önceydi. Şimdi gençler bu işe 'ağır, kirli iş' diyor. Haklılar belki ama bu binaları kim yapacak? Bizden sonra bu tuğlayı kim örecek? Bu meslek bizimle birlikte toprağa mı gidecek?"

Mehmet Usta'nın bu feryadı, aslında tüm inşaat sektörünün ortak kaygısını özetliyor. Türkiye genelinde, demircisinden kalıpçısına, sıvacısından tesisatçısına kadar her alanda ciddi bir "ara eleman" ve "usta" açığı yaşanıyor. Bu açığın temelinde ise geleneksel usta-çırak ilişkisinin neredeyse tamamen kopmuş olması yatıyor.

KRİZİN AYAK SESLERİ: RAKAMLAR VE GERÇEKLER

Sektör raporlarına göre, inşaat iş gücünün yaş ortalaması 50'ye yaklaşmış durumda. Genç nüfusun (18-25 yaş) sektöre katılım oranı ise son on yılda %40'a yakın bir düşüş gösterdi. İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) yetkilileri, bu durumun sadece bir iş gücü sorunu olmadığını, aynı zamanda bir "milli güvenlik" ve "kalite" sorunu olduğunu vurguluyor.

İsmini vermek istemeyen büyük bir inşaat firmasının proje müdürü, yaşadıkları zorluğu şöyle anlatıyor: "Eskiden bir projenin kaba inşaatı için usta bulmak en kolay işti. Şimdi ise adeta karaborsa. İyi bir kalıpçı ekibi bulmak için aylar öncesinden anlaşma yapmanız, daha yüksek yevmiyeler teklif etmeniz gerekiyor. Bu durum hem proje maliyetlerini %15-20 artırıyor hem de takvimleri aksatıyor. Daha da kötüsü, yeterli sayıda kalifiye eleman bulamayınca işin kalitesinden taviz vermek zorunda kalabiliyoruz."

NEDEN ÇIRAK YOK? GENÇLER NEDEN UZAK DURUYOR?

Sorunun kökeninde birden fazla neden yatıyor:

  1. Algı Sorunu: Gençler arasında inşaat işçiliği, düşük statülü, sosyal güvencesi zayıf, ağır ve tehlikeli bir meslek olarak görülüyor. Aileler, çocuklarını "kolunda bir altın bileziği olsun" diye sanata veya zanaata yönlendirmek yerine, üniversite diplomasına odaklıyor.

  2. Eğitim Sistemindeki Kopukluk: Meslek liselerinin inşaat teknolojileri bölümleri, teorik bilgiyi pratikle birleştirmekte zorlanıyor. Mezun olan gençler, şantiye ortamının zorluklarına hazır olmadan "tekniker" unvanı alıyor ancak sahada aranan "usta" niteliklerine sahip olamıyor.

  3. Kariyer Yolu Belirsizliği: Bir çırağın ne kadar sürede kalfa, ne kadar sürede usta olacağı, bu süreçte ne kadar kazanacağı ve gelecekte kendi işini kurma potansiyeli gibi konularda net bir kariyer haritası sunulamıyor.

    İnşaat Mühendisliği Bölümünde En İyi 10 Üniversite
    İnşaat Mühendisliği Bölümünde En İyi 10 Üniversite
    İçeriği Görüntüle

Konuyu sosyolojik bir perspektiften değerlendiren uzmanlar: "Almanya'nın 'dual sistem' olarak bilinen hem okul hem de işletmede eş zamanlı eğitim modelini yıllardır konuşuyoruz ama bir türlü tam anlamıyla uygulayamadık. Gençlere sadece bir meslek değil, aynı zamanda saygınlık, iyi bir gelir ve gelecek vaat etmeliyiz. Bir demir ustasının, bir yazılım mühendisi kadar değerli olduğu algısını toplumda oluşturamadığımız sürece bu sorunu çözemeyiz." diyor.

ÇÖZÜM MASADA: "ÇIRAKLIK SEFERBERLİĞİ" ŞART

Sektör temsilcileri ve uzmanlar, acil bir eylem planı oluşturulması gerektiği konusunda hemfikir. Öne çıkan çözüm önerileri ise şunlar:

  • Mesleki Eğitimin Cazip Hale Getirilmesi: Çıraklık eğitimi merkezleri ve meslek liselerinin müfredatları, modern inşaat teknolojileri (dron kullanımı, BIM modelleme, yeni nesil yalıtım malzemeleri vb.) ile güncellenmeli.

  • Devlet Teşvikleri: Çırak çalıştıran firmalara sigorta primi indirimi, vergi muafiyeti gibi ciddi teşvikler sağlanmalı. Çıraklara ise eğitimleri süresince devlet tarafından burs veya maaş desteği verilmeli.

  • "Usta Eğitici" Programları: Deneyimli ustaların bilgi ve tecrübelerini gençlere aktarabilmeleri için pedagojik formasyon alabilecekleri "Usta Eğitici" sertifika programları oluşturulmalı.

  • İtibar ve Tanıtım Kampanyaları: Kamu spotları, diziler ve sosyal medya aracılığıyla zanaatkarlığın ve ustalığın saygın bir kariyer yolu olduğu vurgulanmalı. Başarı hikayeleri öne çıkarılmalı.

GELECEĞİN MİMARLARI BUGÜNÜN ÇIRAKLARI

Gaziantep'te babasının yanında fayans ustalığına başlayan 19 yaşındaki Ali Demir, az sayıdaki genç örnekten biri. "Arkadaşlarım kafede çalışırken ben burada tozun toprağın içindeyim," diyor Ali. "Ama gün sonunda ortaya çıkardığım esere bakınca tüm yorgunluğum gidiyor. Babam gibi kendi işimin patronu olmak istiyorum. Bu meslekte gelecek var, yeter ki sabırlı ve çalışkan ol."

Ali gibi gençlerin sayısı artmadıkça, Türkiye'nin mega projeleri, kentsel dönüşüm hamleleri ve depreme dayanıklı yapı stoğu hedefi, kağıt üzerinde kalma riskiyle karşı karşıya. Sektörün geleceği, paslı demirleri sabırla ören, harca alın teri karıştıran ve bir duvarı sanat eseri gibi gören yeni nesil ustaların ellerinde yükselecek. Eğer o elleri yetiştirecek çırakları bulamazsak, geleceğin binalarını inşa edecek kimse kalmayacak.